Yeni teknolojiler, değişen çalışma dinamikleri ve işgücündeki dönüşümler, insan kaynakları alanını gelişmeye iten en önemli konu başlıklarından. Forbes 2023 yılında insan kaynakları alanında öne çıkması beklenen altı ana trendi ele alıyor. İşte 2023 yılı için insan kaynakları alanında öne çıkan o trendler:
Yetenek Sıkıntısı ve Yetenek Geliştirme:
Teknolojideki ilerleme hızı ile insan kaynağının bu hıza adapte olabilmesi arasında oluşması nedeniyle, pek çok sektörde bir süredir yetenek açığı gözlemleniyor. 2023’te şirketlerin iç kaynaklarını, kendi yetenek havuzlarını geliştirmeye yöneltmeleri bekleniyor. Diğer yandan, kurumların iş alım süreçlerini de gözden geçirme, alternatif iş alım stratejileri geliştirme, farklılıklara daha çok saygı duyma, içeride yetenek geliştirme programlarına yatırım yapma gibi çabaları, beceri açığını kapatmak için önemli hale gelecektir.
Çalışan Deneyimi:
Çalışan deneyimi, işveren markası anlamında da, çalışan memnuniyeti açısından da sıkça dillendirilen başlıkların başında geliyor. Esnek çalışma modelleri, yetenek hareketliliği, uzaktan çalışma konusunda mesafe almış olsak da, bazı kurumlar en temel süreçlerini manuel ilerletebiliyorlar. Örneğin, masrafların elden iletilme ihtiyacı, sürekli değişen platformlardan iş takibi, evrakların takibi çalışan deneyimi olumsuz etkileyen başlıklardan. Ayrıca uzaktan çalışma modellerinde yönetici ile iletişim, kuruma bağlılık, ekip için etkileşim ilgiyle ele alınmalı ve geliştirilmeye yönelik projeler geliştirilmelidir.
Organizasyonel Çeviklik:
İşletmelerin hızla değişen iş gereksinimlerine cevap verebilmek için çevik kurumsal yapılar kurması önemli bir gereklilik. 2023'te, şirketler esneklik ve uyum kabiliyetini yapılarına ve süreçlerine entegre etmeliler. Hızlı bir şekilde yönlendirme yapabilme ve yetenekleri yeni ortaya çıkan zorluklara yönetilme becerisi rekabet avantajı haline gelecektir. Yetenek dağıtımı stratejilerini optimize ederek, organizasyonlar doğru kişilerin doğru rollerde olduğunu sağlamak önemli.
Amaç Odaklı Çalışma ve İşyeri:
Pek çok araştırmanın onayladığı gibi, insanlar mana yaratmaya, amacı olan işlere odaklamaya başladıkça, kurumlara olan aidiyetleri artıyor. Hatta Forbes’a göre; insan kaynakları departmanlarında Kültür Mimarı ve Topluluk Aktivisti gibi yeni pozisyon oluşumları söz konusu. İnsanlar işlerinde veya şirketin temsil ettiği değerler nedeniyle çalışanlarına amaç ve anlam katan bir şirkette çalışmayı tercih ediyorlar. Dolayısıyla şirketler değerlerini daha net anlatmak, çalışanlara ve müşterilere markanın neyi temsil ettiğini daha iyi kurgulamalılar.
İş Yükü ve Mental Sağlık Zorluklarıyla Başa Çıkma:
Pandeminin ilk iki yılı, iş ve ev arasındaki sınırları giderek bulandırdıkça insanların aşırı çalışmasına neden oldu. Bunun sonucunda, çalışma yeri tükenmişliğinin olağanüstü düzeylere ulaşması ve depresyon ve anksiyete gibi sorunların büyük ölçüde artmasıyla karşı karşıya kalındı. Bu sorunlar, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre 1 trilyon dolarlık bir üretkenlik kaybına yol açmaktadır. Çalışanlardan beklentiler daha gerçekçi olarak kurgulanmalı, iş ve hayat dengesi gözetilmeli.
İK Dijitalleşmesi:
Dijital dönüşüm, tüm kurumun önceliklerinden olmakla birlikte, insan kaynakları penceresinden de en önemli planlama gerekliliklerinden. Çalışan deneyimini geliştiren, kurumu geliştiren, çalışma şekillerini verimli hale getiren, dijital dönüşüm süreçleri basit proje süreçleri gibi ele alınmamalı. Dijital dönüşüm uzun vadeli, esnek modüllere sahip, geleceği düşünen nitelikte planlanmalı.